Yönetmen: Michael Curtiz
Senaryo: Don Mullaly, Charles Belden
Yapım: 1933, ABD Süre: 77 Dakika - Siyah/Beyaz
Oyuncular: Lionel Atwill, Glenda Farrell, Fay Wray, Edwin Maxwell
Aslında amacım Paris Hilton’lu House of Wax filminin uyarlandığı aynı adlı klasik filmi bulmaktı. Fakat 1953 tarihli bu klasiği ararken onun da başka bir filmin yeniden çekimi olduğunu öğrendim. Tavşanın suyunun suyu olmasın diye ben olaya en başından girişeyim dedim. Bu 1933 tarihli film böylece ellerime düştü.
Film zamanını yansıtıyor. Bir korku filmi olduğunu söylemek çok zor. Daha çok polisiye havası hakim. Karakterler taramalı tüfek gibi konuşuyor ve hiç birisi “ıııı” bile demiyor. Hatta bitirim cevabı şakadanak yapıştırıcam diye karşısındakinin lafının bitmesini bile beklemiyorlar. Bu durumda bir fırtına gibi yaşanan diyaloglar filmin süresini de kısaltmış. Zaten otuzlu yılların filmleri genelde 90 dk’dan kısa oluyor. Nedeni buymuş.
Londra’da, gerçeğe çok benzeyen balmumu heykelleriyle başarıya ulaşmaya çalışan heykeltraş Ivan Igor, eserlerinden etkilenen bir ajans sahibinin teklifini kabul ediyor. Fakat kötü kalpli ortağı Joe ile kavga ediyor ve Joe’nun atolyeyi ateşe vermesiyle Ivan’ın dünyası yıkılıyor. Özellikle “Marie Antoinette” heykelinin erimesine kıyamayan Igor, eserlerini alevlerden korumaya çalışırken kendisi de yanıyor maalesef.
Birkaç yıl sonra New York’ta yeni bir mumya müzesi açılır. Meğer Ivan ölmemiş ama yangında elleri yandığı için heykellerini kendisi yapamamaktadır. Heykellerini, yanında çalıştırdığı birkaç asistana tarifle yaptırmaktadır(?).
O sırada bir olayla cemiyet sarsılır. Ünlü aktrist Joan Gale ölmüş ve morgdaki cesedi kaybolmuştur. Sevgilisi zengin George Winton ise baş şüphelidir. İşini kaybetmenin eşiğindeki acar muhabir Florence Dempsey gazetesi için bunun iyi bir haber olduğunu düşünür ve kendisini kovan patronunu ikna ederek vakayı alır. Genç kadın tatlı dili ve bitirim tavrıyla polisler tarafından yakından tanınmaktadır. Bu sayede nezarethanedeki George ile görüşür ve adamın suçsuz olduğuna kanaat eder. Hakkındaki suçlamalar düşen George ve Florence beraber araştırma yapmaya karar verirler.
Bu arada Florence’ın ev arkadaşı Charlotte, yeni bir mumya müzesinden bahseder. Sevgilisi Ralph, ünlü heykeltraşın yanında asistan olarak çalışmaktadır. İki kız müzenin açılışında Ralph ile buluşurlar. Ralph sevgilisini patronu Ivan ile tanıştırırken, meraklı Florence etrafı keşfetmeye çıkar. Bu esnada Jean d’Arc’ı tasvir eden heykelin gerçek insana biraz fazla benzediğini farkeder! Üstelik kaybolan Joan Gale’in tıpatıp aynısıdır. Diğer tarafta Ivan Charlotte’un saf güzelliğinden çok etkilenir. Kıza baktıkça gözünün önüne “Marie Antoinette” heykelini görür gibi olur ve sinsi planlar yapmaya başlar.
Florence şüphelerini hemen George’a yetiştirir. Polise haber vermeden Ivan’ın adamı Hugo’yu takip ederler ve bir eve gizlice girerler. Florence yüzü tamamen yanmış bir adamın bir sandığı taşıdığını görür ve evden fırlayarak George’a haber verir. Gelen polis evin Joe Worth’a (Ivan’ın eski ortağı, atolyesini yakan adam) ait olduğunu söyler. George irkilir çünkü Worth onun için de çalışmaktadır!
Döneminin güzel aktristi Fay Wray her ne kadar filmin yıldızı gibi görünse de Charlotte rolü oldukça kısa. Bence filmi asıl sırtlayan sevimli oyunculuğuyla Glenda Farrell (Florence). Daracık döpiyesi ve topuklu pabuçlarıyla, ağzını yamulta yamulta girilmedik delik bırakmayan acar muhabir rolünü büyük bir enerjiyle canlandırıyor.
Bu arada filmde kullanılan balmumu heykeller, filmin konusunu doğrularcasına, gerçek insanlar tarafından canlandırılmış. Çünkü balmumu spot ışıkların altında uzun süre dayanamıyormuş…
Wherearethevelvets
Kaynak: devilboy >>
0 yorum:
Yorum Gönder