The Exorcist

|

Yönetmen: William Friedkin
Senaryo: William Peter Blatty
Yapım: 1973 ABD Süre: 122 Dakika
Oyuncular:Ellen Burstyn, Max von Sydow, Lee J. Cobb, Linda Blair, Jason Miller



Korku sineması tarihindeki ilk büyük gişe rekortmeni olan bu filmin, türün da­ha sonraki gelişimi üzerinde güçlü bir etkisi oldu. Daha önce hiçbir korku filmi, gösterim öncesi bu kadar tanıtıma, montaj aşamasındaki çekişmelerle ilgili bu ka­dar dedikoduya; kusma, bayılma ve hatta geçici psikoz krizlerine yol açmasıyla ün­lü bir filmi seyretmek için, her yaştan insanın neden saatlerce kuyrukta beklediği­ne dair bu kadar spekülasyona maruz kalmamıştı.


Şeytan’ın kültürel etkisini ne ka­dar abartsanız azdır. Film, beyazperdede neyin gösterilip neyin gösterilemeyeceği­ni kesin olarak belirleyen kurallara meydan okudu. O sıralarda gündemde olan Watergate skandalının yerine, en azından kısa bir süre, gazete manşetlerine otur­du; “gerçek hayattaki” ruhun ele geçirilmesi vakalarında belirgin bir artış oldu ve bir eleştirmenin yazdığı gibi, “tiksintinin geniş bir izleyici kesimi tarafından bir kit­le eğlencesi olarak benimsenmesini sağladı.”


Maryland’da bedenini şeytani güçlerin ele geçirdiği iddia edilen 13 yaşında bir erkek çocuğu hakkındaki gazete haberlerinden esinlenen yazar William Peter Blatty, kahramanı bir kız çocuğu olarak değiştirdi. Kötülüğün doğası üzerine ağır dozlarda felsefi ve teolojik spekülasyonlar da katarak birçok ayrıntıyı merak uyan­dıracak şekilde abarttığı aynı adlı romanını 1971′de yayımladı. Kitabın çoksatanlar listesine gireceğini isabetli bir biçimde tahmin eden Warner Brothers film hakları­nı satın aldı; ve Blatty, senaryonun ilk halini defalarca elden geçirdikten sonra, en sonunda kılı kırk yaran Friedkin’in taleplerine uygun bir senaryo ortaya koydu.


Kitabı okumayanlar için anlaşılması neredeyse imkansız olan çok uzun bir gi­riş bölümünden sonra, filmin ilk yarısında temel düzeydeki karakter ilişkileri gelişir ve dönüm noktasının temelleri atılır. Regan MacNeil (Linda Blair), eşinden boşanmış ünlü sinema oyuncusu Chris MacNeil’in (Ellen Burstyn) ergenlik çağına yeni adım atmış sevimli kızıdır. Ancak, annesinin bir tanıdığının öleceğine dair kehanette bulunup akşam yemeğine çağrılmış bir oda dolusu misafirin önünde işediğinde, Chris kızının “içindeki” derdi merak etmeye başlar. Daha başka tuhaf davranışlar ve yatağının çılgınca sallanmasının ardından, Regan hastaneye kaldırılır. Hastanede, en iyi şekilde “tıbbi pornografi” diye tanımlanabilecek bir dizi işlemle bedeninin her ye­ri derinlemesine tetkik edilir. Beyninde bir hasar olduğundan şüphelenilir ama test­lerden sonuç çıkmaz. Regan hastane psikiyatrının kendinden emin sorularını dokto­run testislerini yakalayarak yanıtlayınca, Chris’e kiliseden yardım istemesi önerilir. Chris bunun üzerine kuşkularla dolu Cizvit papazı Damien Karras’a (Jason Miller) bir şeytan kovma ayini düzenlemesi için yalvarır. Filmin ikinci yarısında, daha deneyimli bir şeytan kovucu olan Peder Merrin’in (Max von Sydovv) ayin sırasında ölmesinin ar­dından, Karras’la Regan’ın bedenine girmiş şeytani güçler arasındaki yoğun müca­dele doruğa ulaşır. Karras şeytanın kendi bedenine geçmesine izin vererek Regan’ı kurtarır, pencereden atlayarak (ya da şeytanın kendisini atmasına izin vererek) ölür.


Öğrenci protestolarının, uyuşturucu denemelerinin ve genel anlamda otoriteyi sorgulamanın damgasını vurduğu bir dönemde Şeytan, seyircinin asi Regan’ın çarp­tırıldığı korkunç cezalardan zevk almasını sağladı. Ancak içine şeytan girmiş Regan, izlerken kendinizi o kadar kaptırdığınız, o kadar hınzır şaşırtmacalarla dolu bir karak­ter çiziyordu ki Şeytan seyircinin bu asilikten de zevk almasını sağladı. Film bir dizi düşük kaliteli devam filminin, taklit filmlerin ve ruhun ele geçirilmesi temasının var­yasyonlarının çekilmesine zemin hazırlamakla kalmayıp şeytani güçlere sahip çocuk motifinin korku sinemasının baskın bir unsuru olmasını sağladı.Bu film için söylenecek son cümle ; tüm zamanların en etkili korku filmi olduğudur..



ŞEYTAN’DAKİ ÖRÜMCEK YÜRÜYÜŞÜ


The Exorcist / Şeytan filminin, üzerinde en çok konuşulan “çıkarılmış sahneleri”nden biri de, Blatty’nin romanında ve senaryoda yer almasına karşın filmin son halinde asla yer almamış olan korkunç “Örümcek yürüyüşü” sahnesidir. Yönetmen William Friedkin yaptığı açıklamada, “Henüz hikayenin başıydı ve ilerleyen sahnelerde yer alan şiddet içerikli görüntülerin hiç birini henüz görmemiştik. Hikayenin o noktasında tek düşündüğüm bunun çok aşırı olduğuydu.” der.


Yine de tüm sahne 11 Nisan 1972 tarihinde çekilir; özel efekt uzmanı Marcel Vercoutere sahne ile ilgili anılarını şöyle anlatır: “Senaryo gereği Regan’ın merdivenin en üst basamağında durup, bir yengeç gibi ters dönmesi ve kolları bir örümcek gibi hareket eder şekilde merdivenlerden baş aşağı inmesi gerekiyordu. Merdivenleri bu şekilde inecek ve ardından antreye koşarak Sharon ve Chris’in peşine düşecekti.”


“Her neyse, bir New Yorklu bu sahnenin bir olta ve takım kullanılarak çekilebileceğini söyledi ve gidip ucunda devasa bir makara bulunan bir açık deniz oltası aldı, oldukça da pahalıydı. Daha sonrada aslen jimnastikçi olan bu kızı (Linda R. Hager) buldular ve kızı baş aşağı çevirerek bu düzeneği bağladılar. Onlara işe yaramayacağını söyledimse de bana inanmadılar, sonuçta ucunda olta olan bu tutamak yere kondu ve zavallı kız merdivenlerden indi ve yere kötü düştü!”


“Bunun üzerine duruma müdahale ederek merdivenlerle aynı konumda ama üstten geçen bir düzenek yaptım. Üzerine bir vagon yerleştirdim, bir ucunu kıza bağladığım kolanın diğer ucunu tellere bağladım. Böylece kız merdivenlerden dengeli şekilde inebildi, tek yapması gereken el ve ayaklarının basamaklara teması için ne kadar kaldırılması gerektiğini bana söylemekti.”


“Kız merdiveni ininceye kadar sahneyi bu şekilde çektik, daha sonra tek yapmam gereken makarayı bırakarak kızın serbest kalmasını sağlamaktı. Tam o noktada kızı serbest bırakmam ve kızın ters dönerek sahneyi bitirmesi gerekiyordu. Hatırladığım kadarıyla sahneyi bir kaç kez çektik ve her defasında da çok iyi oldu.”


BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ?


- Ellen Burstyn, rolü tek bir şartla kabul edeceğini, filmde canlandıracağı karaktere ait “Şeytana inanıyorum!” repliğini söylemeyeceğini belirtti. Yapımcılar bu ifadeyi çıkarmayı kabul etti.


- The Exorcist / Şeytan filminin yönetmenliği John Boorman’a teklif edildi, ancak Boorman hikayenin “çocuklar açısından şiddet” içerdiğini ileri sürerek teklifi geri çevirdi. Ne var ki, daha sonra çekilen Exorcist II: The Heretic / Şeytan II: Aykırı filminin yönetmenliğini üstlenmekten de geri kalmadı.


- Filmde şeytanı seslendiren Mercedes McCambridge Warner Brothers’a karşı alacak davası açmak zorunda kaldı.


- Linda Blair’i temsil eden ajans Regan rolü için Blair yerine en az 30 farklı kişi önerdi. Ancak Blair’in annesi bizzat kızını getirerek deneme çekimlerine katılmasını sağladı.


- Stüdyo, başlangıçta filmin Stanley Kubrick tarafından yönetilmesini istedi, ama bu teklifi geri çeviren Kubrick daha sonra The Shining’in yönetmenliğini üstlendi.


- Filmde şeytani varlığın Peder Karras’ı terk ettiği sahne Jason Miller’i cin çarpmış halde gösteren makyajla ve makyaj çıkarılmış olarak iki kere çekildi, daha sonra bu iki sahne birleştirildi. Böylece başlangıçta keserek belirgin bir atlama hissi yaratıldı - yatak odasının açık penceresinden görünen Karras’ın annesinin hayali- ancak tiyatro gösterimi için filmden çıkarıldı. Bu sahneye “Daha Önce Hiç Görmediğiniz Versiyonda” yer verildi.


- Ellen Burstyn çekimler sırasında kalıcı bir bel sakatlığı geçirdi. Delirmiş haldeki kızından sert bir darbe aldığı sahnede, bağlı olduğu tellerle yataktan hızla çekilerek kuyruksokumu üzerine sert bir şekilde düşen Burstyn acı içinde bağırdı. Bu sahne olduğu gibi filme alındı.


- Yönetmen William Friedkin’in sette oyunculara karşı davranışı pek de sıradan değildi. Oyuncularda istediği korku hissini uyandırmak için silahını ateşlemekten geri durmadı. Kamerayı çalıştırmadan önce aktörlerden birini tokatladığı söylendi. Hatta Linda Blair ve Ellen Burstyn’e koşum takarak set ekibi tarafından şiddetle çekilmelerini sağlayacak kadar ileri gitti.


- Şeytan çıkarma sahnelerinde oyuncuların ağzından çıkan soğuk hava buharlarının daha gerçekçi olması için yatak odası soğutuldu. Üzerinde sadece ince bir gecelik bulunan Linda Blair o günden beri soğuğa tahammül edemediğini söyledi.


- Yatak odasını soğutmak için dört adet klima kullanıldı ve oda sıcaklığı sıfırın altında 30 ila 40 dereceye kadar düşürüldü. Oda o kadar soğuktu ki set ekibi ve aktörlerin teri yüzlerinde dondu. Bir keresinde havadaki nem doyma noktasına ulaştı ve ekip film çekimi için gelmeden önce set ince bir kar tabakasıyla örtüldü.


- Regan’ın Peder Damien Karras’a fırlattığı cisim gerçekte koyu kıvamlı bezelye çorbasıydı.


- Peder Karras rolü için Jason Miller’den önce Jack Nicholson düşünülmüştü.


- Georgetown’da 75 adet (aslında 74 sayılır, biri çok küçük) taş basamaktan oluşan “Şeytan merdivenine” Peder Damien Karras’ın ölüm sahnesinin çekimi sırasında 1/2″ kalınlığında kauçuk döşendi. Dublör merdivenlerden iki kez yuvarlandı. Georgetown Üniversitesi öğrencileri çatıdaki tehlikeli sahnelerin çekimini seyredenlerden 5$ ücret aldı.


- Yazar William Peter Blatty, Georgetown Üniversitesindeki öğrencilik yıllarında hikayenin geçtiği Prospect Avenue apartmanında yaşadı.


- Filmin kesilmemiş versiyonunda Regan’ın ikinci adının Teresa olduğunu öğreniyoruz.


- Arteriogram sonrasında doktor Taney’in muayenehanesine gelen hemşireyi oynayan kişi, gerçekte aktris Linda Blair’in annesi.


- Ünlü “The Exorcist stairs / Şeytan Merdiveni” Georgetown’da M Street sonundadır. Exxon istasyonu yoldan rahatlıkla görülebilen belirleyici bir noktadır.


- 1999 yılında yapılan anket oylamasında bu film “Tüm Zamanların En Korkunç Filmi” seçildi.


- Dil laboratuarında geçen sahnede beyaz bir zemin üzerine kırmızı harflerle TATSUKETE yazılı bir afiş görülür. TATSUKETE Japonca “Yardım edin” demektir.


- Warner Bros şirketi Linda Blair’e yönelik ölüm tehditleri nedeniyle film gösterime girdikten sonra altı ay süreyle koruma tutmak durumunda kaldı.


- Enflasyon düzenlemesi yapılsaydı film, tüm zamanların R sınıfı en fazla hasılat yapan filmi olurdu.


- Şeytanın Linda’nın bedeninden ayrılırken çıkardığı ses, gerçekte kesilmek üzere kesimhaneye götürülen domuzların sesiydi.


- Şeytanın / Regan’ın haçla mastürbasyon yaptığı irite edici sahne için Linda Blair, bunun ne anlama geleceği hakkında her hangi bir fikri olmadığını, kendisinin sadece haçı bir kutuya koyduğunu söyledi.


- Linda Blair, yataktan fırlatıldığı sahnede bağlı olduğu askı kopunca belini incitti.


Yazar: Devilboy



Kaynak: devilboy >>

0 yorum: