Tutti i Colori Del Buio

|

Yönetmen : Sergio Martino
Senaryo : Lewis E. Ciannelli, Ernesto Gastaldi
Yapım:1972 İtalya, İspanya / 94 Dakika
Oyuncular: Edwige Fenech, Julián Ugarte, George Hilton, Ivan Rassimov

Öncelikle belirtmekte fayda var ki filmin birden çok ismi var; İtalyanca ismi ”Tutti i Colori Del Buio”. Bunun dışında filmin bilinen isimleri, ”All the Colors of the Dark”, ”Day of the Maniac”, ”Demons of the Dead”, ”They’re Coming to Get You” ve İspanyolca ismi ”Todos Los Colores de la Oscuridad”..Filmin dilimizde bilinen isimleri ise ”Seni Almaya Gelecekler!” veya ”Yılan Ruhlu Kadın” (Bir filmin nasıl bu kadar çok ismi olur anlaşılır gibi değil)

!!!SPOİLER İÇERİR!!!

İsimle ilgili olası karışıklığı önledikten sonra filmimizin konusuna dönelim: Jane Harrison (Edwige Fenech), hamile bir kadının, donuk mavi gözlü bir adam tarafından hançerle öldürüldüğü ve bir trafik kazasıyla ilgili kabuslar görmektedir. Beraber yaşadığı sevgilisi Richard Steele, ilaç tanıtımcısıdır ve sevgilisine vitamin hapları vermektedir. Jane’in ablası ise kız kardeşinin psikolojik bir hastalığı olduğunu ve yanında çalıştığı Dr. Burton tarafından psikoterapi alması gerektiğini savunmaktadır. Jane bu hipnotizma seansları sırasında rüyasında gördüğü öldürülen kadının, aslında annesi olduğunu ve bu olaya 5 yaşındayken şahit olduğunu keşfeder. Rüyalarındaki diğer olay olan trafik kazasını ise sevgilisinin kullandığı otomobille geçirmiş ve o sırada karnında taşıdığı çocuğu da kaybetmiştir.

Jane, aynen rüyasındakine benzeyen mavi gözlü bir adam tarafından takip edilmektedir. Öldürüleceğinden korkan Jane, bu gördüğünün hayal olup olmadığını da bilmemektedir. Bu esnada esrarengiz komşusu Mary ile tanışır. Bu kadın, geçmişte benzer bir psikolojik hastalıktan yakındığını ve “Black Mass” adlı gizli bir örgüt tarafından tedavi edildikten sonra rahatladığını belirtir. Mary, Jane’i Black Mass grubunun ayin yaptığı şeytani bir kaleye götürür. Duvarlarda ve yerlerde, ters piramit içinde mavi bir gözün olduğu bir amblem bulunmaktadır. Baş rahip McBrian şeytan suratlı, top sakallı ve uzun demir tırnaklı (biraz da Anton LaVey’i andıran) bir adamdır. Rahip, bir köpek kafasından sağdığı kanı alır, kendi içer ve Jane’e içirir. Diğer müritler kızın üzerine çökerler ve rahip herkesin ortasında kıza tecavüz eder.


Jane aniden sevgilisinin yanında, yatakta uyanır. Olay sinirlerini yıpratmıştır ve akıl sağlığı gittikçe bozulur. Mavi gözlü adamı her yerde görmektedir ve adam Jane’e “Sen artık bizdensin. Bizden ayrılamazsın” demektedir (Adam da bu kültün müritidir). Jane kendi koluna kalede gördüğü amblemin dövmesinin yapıldığını fark eder. Sanrılarının üstesinden gelemez ve kaleye tekrar döner. Bu sefer ayine istekli katılır. Fakat uyuşturulur. Meğer arkadaşı Mary özgürleşmek istemiştir ve yerine bırakmak üzere Jane’i getirmiştir. Artık hayattan tüm bağlarını kesebilmesi için Jane tarafından öldürülmesi gerekmektedir. Tamamen uyuşmuş Jane elindeki hançerle rızası dışında Mary’i öldürür.

Bu arada Richard, Jane‘in kız kardeşinden şüphelenmektedir. Jane’in annesinin de bu tarikata üye olduğu, ama kaçmaya çalıştığı için öldürüldüğü ortaya çıkar. Ayrıca annesinden iki kız kardeşe yüklü miktarda miras ta kalmıştır. Sanrılar içinde kıvranan Jane kime güveneceğini bilememektedir. Gördükleri gerçek midir yoksa kendisinin kötülüğünü isteyen birinin oyununa mı gelmektedir?..

Film zamanının tüm özelliklerini yansıtıyor. Abartılı ama filmde hiç de sırıtmayan oyunculuklar, özellikle İtalyan erotik sinemasının eski divası Edwige Fenech’in esmer güzelliği filmi izlenilir kılıyor. Biraz “Rosemary’s Baby” havası var ama o kadar kaliteli gizem içermiyor (Zaten kim istiyor ki?). Okültizmi, erotizmi, gerilimi…falan doyurucu miktarda barındıran bir film…

Wherearethevelvets

0 yorum: