Baby Blues

|

Yönetmen: Lars Jacobson, Amardeep Kaleka
Senaryo: Lars E. Jacobson
Yapım: 2008, ABD Süre: 85 Dakika
Oyuncular: Colleen Porch, Ridge Canipe, Joel Bryant



Aslında klişelerden fazla yararlanan bu filmi sevmemek için çok sebep var. Bir kere hikaye tanıdık, oyunculuk vasat ve olay sınırlı bir mekanda geçiyor. Fakat, herhalde atmosferinden olacak beni oldukça sardı.


Bir çiftlik evinde annesi ve üç kardeşiyle beraber yaşayan Jimmy, uzun yol tır şoförlüğü yapan babasını çok nadir görmektedir. Babasının göz bebeği olan bu evin en büyük çocuğu, eve göz kulak ta olmaktadır. Kocasının yokluğunda geçirdiği yalnızlıktan şikayetçi anne ise hafif hafif arıza sinyalleri vermektedir. Muhtemelen sadece çok güzel olduğu için lisede evlenmiştir ve güzelliğini bu fakir ve yıkıntı evde çürütmektedir. Üstelik görünen o ki kocası karnından sıpayı da eksik etmemektedir. Son çocuğunu yeni doğurmuştur.


Uzun bir ayrılıktan sonra eve yorgun dönen baba, eşinin hafifçe sıyırdığını farketmeyecek ve tekrar yeni bir işe çıkacaktır. Aklı başında Jimmy, küçük yaşına rağmen evin güvenliğini devralır. Fakat bir akşam küçük bebek biraz fazla ağlar!



Konu gördüğünüz üzere aile içi şiddet temasını kullanan “The Amityville Horror”, “The Night of the Hunter”, “Flowers in the Attic” ve özellikle de “The Shining”le yoğun benzerlikler taşıyor. The Shining’e bilinçli atıfta bulunulmuş gibi. Öyle de olsa film atmosfer bakımından tüm saydığım filmlerden ayrılıyor. İşin içinde doğaüstü güçlerin bulunmaması bu farklardan biri. Burada neden daha elle tutulur bir olguya bağlanmış. Postpartum Depresyon (Gebelik sonrası depresyon) toplumda %10 gibi büyük bir oranda görülüyor. Semptomlarının hemen tanınması ve hızla tedavi edilmesi gerekiyor. Film de annenin içinde bulunduğu duruma gösterilen ilgisizlik, bulguların yavaş yavaş yerleşmesi, filmin göz dolduran özellikleri. Yani aklı başında bir filmle karşı karşıyayız.


Evet filmi beğendim, sonu hariç. Bu kadar iyi kotarılmış ve düşük bütçeyle idare edilebilmiş bir filmin sonu bu kadar aptalca olmak zorunda mıdır? Her neyse, finali boşvererek baktığımızda özellikle karanlıkta mısır tarlasındaki takip sahnesi gibi keşfedilmeyi bekleyen cevher sahneler de var. Aslında film şok sahnelerle yerimizden sıçratmak yerine genel bir huzursuzluk hissi uyandırıyor. Ve gerçekten çok çok asap bozucu. Angelina Jolie’yi andıran güzelliğiyle arıza kadın Coleen Porch, korku filmlerine uygun bir oyuncu düşüncesi uyandırıyor. Kısa süresiyle de sıkmayan ve heyecanı hiç düşürmeyen bu filmi (finali unutarak) izlemenizi tavsiye ederim.


Wherearethevelvets



Kaynak: devilboy >>

0 yorum: